TÜRKÜ

Çok uzakda kaldığım
Açamadım sandığın
Epeydir göremedim
Gadasını aldığım

Yaylanıza geldiğim
Seni iyi bulduğum
Ne kadar özlemişim
Gadasını aldığım

Çokta zora kaldığım
Arayıpta bulduğum
Daha bırakmam seni.
Gadasını aldığım

Sen aşkı bende tattın
Beni kaldırıp attin.
Söylesene nerdesin
Gittin beni unuttun

Tek başıma kaldığım
Denizlere daldığım
Oda belki arıyor
Gadasını aldığım

Sakinoğlu bildiğim
Canımdan çok sevdiğim
Ne dedimde küsmüşsün
Gadasını aldığım

FUKARA

Oda yeme ister kaymaklı ballı
Bakar avucunu yalar fukara
Onun derdi eve ekmek götürmek
Bakar eğlenmeden dalar fukara

Bir yenilik gelmemiştir köyüne
Saygı duyar ağasına beyine
Eğlenmek oynamak onun neyine
Kendi oynar kendi çalar fukara

Elinden alınmış ekmek teknesi
Yediği makarna çıkmazki sesi
Onun oturduğu işsiz kahvesi
İş bulamaz gelir dolar fukara

Seçimde ihtiyaç vardır bunlara
Oy alanlar önem versin canlara
Gelin yardım edin bu insanlara
Yoksa çiçek gibi solar fukara

Devlet kapısında sıra beklemiş
Dayanamaz işte kalbi teklemiş
Sanki bu dünyada kahir çekmemiş
Sakinoğlu'ndan ne diler fukara

D Ü N Y A

Aklım ermez bu dünyanın işine
Susturdu sesimi lâl etti beni
Bana şans vermedi düştü peşime
Namert kapısına kul etti beni

Üstüne kuş konup yuva kurmamış
Altında yatana gölge vermemiş
Niye kurumuştur kimse sormamış
Bir kuru ağaçta dal etti beni

Kurtlarmı büründü kuzu postuna
Sevdirmedi beni kendi dostuma
Gafil köprü yapmış dere üstüne
Karşıya geçmeye yol etti beni

Vatanım uğruna önde giderdim
Bütün insanlara yardım ederdim
Kıymetim parayla ölçülmez derdim
Değeri olmayan pul etti beni

Yetmezmi dünyada bu kadar çile
Yıllardın yanarım sönsemde bile
Yanmamış neyim var bir bakın hele
Yaktı ateşinde kül etti beni

Sakinoğlu böyle dolar taşarmış
Yine yollarıma mayın döşenmiş
İyi kötü bu dünyada yaşanmış
Bazen diken bazen gül etti beni

Y E T E R

Kanayan yarama teyel vurmayın
Seyrekten bir dikiş vur bana yeter
Gittikçe kanıyor bakıp durmayın
Acımı hafiflet sar bana yeter

Sevdiklerim bulur bana çareyi
Hançer yedim unutamam orayı
Niye açmış bende derin yarayı
Gelde sebebini sor bana yeter

Yanarsın ahrette günah alırsan
Çıkalım divana suçlu bulursan
Fark etmez hangi mevsim olursan
Yağdırma yağmurun kar bana yeter

Mukadderat derim yok ile varım
Bir gün iyileşir bu yaralarım
Nerde olursan ol yakın sanarım
Uzakta olsanda dur bana yeter

Sakinoğlu bakın demedi demen
Yürüdüm bu yolu bende bir zaman
Gelipte derdime ortak istemen
Veremem efendim zor bana yeter

DİVAN

Dünyanın haline uydum bikere
Doludur içerim gam ile keder
Yabancı ellerde kaldım biçare
Gelse Lokman hekim bilmemki neder

Zerre yaratıldık kürreyi arzda
Sebepsizmi geldin düşün birazda
Açıklanmış herşey ellidört farzda
Bu yolun sonu kabristana gider

Bu ünyanın malı dünyada kalır
Meyvesiz ağacı bilmem kim alır
Derlerki arayan mevlayı bulur
Kim satmıştır değerini kim öder

Gülüne konupta bülbül ötmemiş
Yaptığın işlerin düzgün gitmemiş
Baktınki bir yerde şansın tutmamış
Yaz bunun adına demişler kader

Yaşamak güzeldir eğer bilirsen
Selami esirgeme dostun görürsen
Bağdan anlamaza bağı verirsen
Dikenin yerine tutar gül budar

Sakinoğlu dünya bu böyle gider
Allah dostlarıma vermesin keder
Kendi dinlerince ibadet eder
İmam camîde kilisede peder

E K M E K

Düşün bak o ekmeğin hikmetini
Ekinden sofraya nasıl gelmiştir
Geçtiği yolların mucizatını
Nasıl öğrenmiştir nerden bulmuştur

Ekmişler buğdayı toprak içine
Toprakla dönüşür arap saçına
Geçer dört ay hazır olur biçine
Gelmiştir zamanı nasıl bilmiştir

Biçilip ekinler harmana geldi
Serildi dövenle epey dövüldü
Baktımki rençberin yüzleri güldü
Ektiği toprak bire beş vermiştir

Ekmeği yapmaya çok yolu vardır
Kurumuş buğdaylar çuval çuvaldır
Şanslı değirmende sıra bulandır
Sonunda sırada bize gelmiştir

Taşlar arasında çevirdik una
Hamur yaptık işte verdik firina
Fırında pişerse ne denir buna
İşte bakın ekmek böyle olmuştur

Ekmet bir nimettir boşa gitmesin
Biz anlattık kimse çöpe atmasın
Sakinoğlu görüp merak etmesin
Ekmeğe her zaman saygı duymuştur

G U R B E T

Kolaymıdır kardeş uzakta olmak
Aklımı başımdan aldı bu gurbet
Taktirim ne ise tecellim odur
Yakıcı bir ateş oldu bu gurbet

Sığamam kabıma taşar dururum
Temelsiz hayatı yaşar dururum
Bir umut peşine koşar dururum
Gençlik hayalimi çaldı bu gurbet

Yeniden bir hayat kurdum yaşarım
Hasret sınırını dolar taşarım
Yeterki gel deyin hemen koşarım
Dostları aklımdan sildi bu gurbet

Gurbetciye sorun ne zaman gülmüş
Herkes vatanını terk edip gelmiş
Silanın özlemi bağrını delmiş
Yaralı kalp ile doldu bu gurbet

Uyku tutmaz kalkar şafak atmadan
Dolaşmış durmuş vatan tutmadan
Mekansız kuş gibi yuva yapmadan
Alnına yazılı kaldı bu gurbet

Taktir yazısını bende bilemem
Gönül arz etseda kalkıp gelemem
Gayret kuşağını nerde bulama
Sakinoğlu'nada buldu bu gurbet